Koruma Tedbiri Nedir

 I ) KORUMA  TEDBİRLERİ
     A )GENEL BİLGİLER 
        İki şekilde nitelendirilir; önleme tedbirleri,koruma tedbirleri. Önleme tedbirleri; suçun işlenmesini engelleyici,suçun işlenmesinden önce söz konusu olan tedbirlerdir. Mesela; sarhoş biri trafiğin yoğun olduğu bir yerde gidiyorsa polisin yakalama yetkisi vardır, bu bir önleme tedbiridir. Koruma tedbirleri,suçun işlenmesinden sonra başvurulan tedbirlerdir.
     -Koruma tedbirlerinin şartları:  
Gecikmezlik : Koruma tedbirlerine baş vurulamadığı takdirde,bundan ceza mahkemesinin zarar göreceği tespit ediliyorsa bu şart vardır.
Görünüşte Haklılık : Bir ceza mahkemesince koruma tedbirine baş vuruluyorsa bunun görünüşte haklı olması gerekir.Mesela,tutuklama talebi için kişinin delilleri karartma ve kaçma ihtimalinin olması gerekir.Bunları muhtemel gösteren emareler varsa görünüşte haklılık şartı gerçekleşmiştir.
Orantılılık İlkesi : Failin işlediği suçun ağırlığı ile başvurulacak koruma tedbiri arasında denge olmalıdır.104/son bunu açıkça gösterir.Orantılılık yoksa veya daha hafif tedbire başvurarak aynı amaç elde ediliyorsa o tedbire baş vurulamaz.Mesele,tutuklama yerine yurt dışına çıkma yasağıyla aynı sonuç elde edilecekse,yurt dışına çıkma yasağına hüküm verilmelidir.
Koruma Tedbirlerinin Amacı : Maddi gerçeği bulmak.Ceza mahkemesi kararlarının yerine getirilmesini sağlamak,kararların kağıt üzerinde kalmasını engellemektir.
Koruma Tedbirlerinin Özellikleri :

1. Ceza mahkemesinde koruma tedbirlerine  başvurulması araçtır. Maddi gerçeğin bulunması için araçtır.

2.Geçicidirler.Koruma tedbirleri ile elde edilmesi gereken amaç elde edilince koruma tedbirlerine son verilmesi gerekir.

B) KORUMA TEDBİRLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

     1 . Karar Verme ve Uygulama Yetkisine Göre Tedbirler:

a)Yalnız Hakimin Yetkisinde Olan Koruma Tedbirleri:Zorla getirme,tutuklama,gaipler hakkında zorla getirme, tanıklar hakkında zorlama hapsi,duruşmaların disiplini için alınan tedbirler.

b)İstisnaen Savcının ve Kolluğun Yetkili Olduğu Koruma Tedbirleri:El koyma,arama,gecikmesin de sakınca olan haller.

c)Kolluğun Yetkili Olduğu Koruma Tedbirleri:Olay yerinde görevini yapmalarını engelleyen kişileri tutuklayabilirler.

 

     2 .Yöneldikleri Kişilere Göre Tedbirler :

a) Sanığa Yönelik Tedbirler:Tutuklama,yakalama,zorla getirme,müşahede için getirme,üst arama.

b) Tanığa Yönelik Tedbirler:Zorlama hapsi ve zorla getirme.

c) Olayla İlgili Üçüncü Kişiler İçin Başvurulan Tedbirler:El koyma ve arama.

 

3. Amaçlarına Göre Tedbirler :

Sanığın El Altında Tutulmasına Yönelik Önlemler:Tutuklama,müşahede için gözaltına alma,zorla getirme,gaipler için zorla getirme,yakalama.

 

II )  TUTUKLAMA

A) GENEL OLARAK:

Suçluluğu henüz sabit olmamış ancak hakkında kuvvetli şüphe bulunan kimsenin hakim kararı ile özgürlüğünün kısıtlanmasıdır.Tutuklama ancak hakim kararı ile olur, başka kimse yada makamın kararı ile olmaz,yani istisnası yoktur. Kişi özgürlüğünü önemli derecede sınırlandıran koruma tedbiridir. CMUK ve AY’da şartları belirlenen bir düzenlemedir.

Tutuklama yapılırken orantılılık ilkesine dikkat edilmelidir.Tutuklamanın haksızlığa sebep olmaması yada suçun önemiyle tutuklama sonucu elde edilecek fayda arsında oran olması orantılılık ilkesidir.

Tutuklamada zorunlu tutuklama kabul edilmemiştir.Şartlar gerçekleşmiş olsa bile hakim tutuklama kararı verme konusunda takdir yetkisine sahiptir,tutuklama yapması zorunlu değildir.

Tutuklamaya başvurulurken üç amaç vardır; sanığın yargılama sırasında el altında tutulmasını yargılama veya muhakeme makamlarının uyuşmazlık konusu olay ya da olguları sağlıklı şekilde tespit edebilmesini ve sanık hakkında verilen cezanın yerine getirilmesini sağlamak için tutuklamaya başvurulur.

Tutuklama şahsi davada gidilebilen bir yol değildir.Zorla getirmeden bahsedilirken tutuklamadan bahsedilmemesi şahsi davada tutuklamaya gidilmeyeceği şeklinde yorumlanır.Savcı tutuklama talebiyle başvurursa,şahsi dava kamu davasına dönüşeceğinden tutuklamaya gidilebilir.sanık birkaç suçtan yargılanırsa her eylem için tutuklama kararı verilir.Cezasını çeken mahkum içinde işlemiş olduğu diğer suçlar için tutuklama kararı verilebilir.

B) TUTUKLAMANIN ŞARTLARI: Tutuklamanın olabilmesi için gerçekleşmesi gereken şartlar vardır. Bunlar :

I.Maddi Şartlar

II.Şekli(Biçimsel) Şartlar

I.Maddi Şartlar:

a) Sanığın Suçluluğu Hakkında Kuvvetli Delil Bulunması:104’e göre “Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler aşağıdaki hallerde tutuklanabilir” şeklinde bu şart ifade edilmiştir. Buradaki belirti delil çeşidi değildir.Sanığın suçluluğu hakkında kuvvetli şüphe bulunmalıdır.Kişinin suçlu olması kuvvetle muhtemelse şüphe kuvvetlidir.Kuvvetli şüphenin somut olaya dayanan oluşum olması gerekir.

 

    b) Kanundaki tutuklama nedenlerinin gerçekleşmiş olması : 3842 sayılı kanundan önce cürüm ve kabahatler için tutuklama nedenleri ayrımı vardı.3842 kanunla bu ayrım kaldırılmıştır. Bu nedenler :

1. 104/j.2ye göre: “Kaçma şüphesini uyandıracak vakalar bulunması,kaçma şüphesinin belirli olaylara ve olgulara dayanması gerekir.Bu durum yoksa tutuklamaya gidilemez.Kanun bazı hallerde kaçma olgusunun varlığını kabul etmiştir:

a ) Soruşturma konusu olan suçun yasada öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmesi.Cezanın ağır hapis yada hapis cezası olması arasında fark yoktur.Cezanın üst sınırı yedi yıl veya daha fazla hürriyeti bağlacı ceza olduğu durumlarda kaçma şüphesinin olduğu kabul edilir.

b ) Sanığın ikametgahının bulunmaması.

c ) Sanığın meskeninin bulunmaması.

d ) Sanığın kim olduğunun tespit edilememesi durumunda da kaçma şüphesinin olduğu kabul edilmiştir.

Bu hallerde karinenin varlığı kabul edilmiş.bu hallerde de tutuklamaya gerek olup olmadığını hakim takdir eder,tutuklama zorunlu değildir.

2 . Sanığın delilleri karartma şüphesi olduğunu gösteren eylem veya olgular bulunması.104 / I.2’ ye göre “Delillerin yok edilmesi,değiştirilmesi,gizlenmesi,şeriklerin uydurma   beyan  veya   tanıkların

yalan tanıklığa veya tanıklıktan kaçmaya sevk edildiği gösteren davranışlarda bulunması.” Bu durumda tutuklama kararı verilebilir.Yukarıda  sayılan dört olgu (a,b,c,d) varsa delillerin karartma şüphesi olduğu da kabul edilir.

3 . Bilir kişinin etki altına alınmasına  çalışılması söz konusu ise tutuklama kararı verilebilir.104 / I-2’ye göre “….bilir kişinin etki altına alınmasına çalışıldığını gösteren hal ve davranışların bulunması…” Sanıktan kaynaklanan davranışlarla bilirkişinin etki altına alınması söz konusu ise tutuklamaya karar verilir.Yukarıda ki dört karine burada da göz önüne alınır.

Altı aya kadar hürriyeti bağlayıcı ceza gerektiren suçlarda tutuklama: kabahatler için ayrı tutuklama nedeni kabul edilmemiştir.104 / 3’e göre “ 6 aya kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda sanık ancak suçun toplumda infial uyandırması veya ikametgahı veya meskeninin bulunmaması veya kim olduğunu ispat  edememesi halinde tutuklanabilir.” Eğer suçun cezası 6 aya kadar hürriyeti bağlayıcı ceza gerektiriyorsa,suç toplumda infial uyandırmışsa yada ikametgahı veya meskeni yoksa yada kimliği tespit edilemezse tutuklanır.

DGM’lerde 104 . madde uygulanmaz

II . Şekil Koşulları :

 

     a) Hakimin yazılı bir tutuklama kararının bulunması: Tutuklama müzekkeresi adı verilir.Sanığın tutuklanması  hakim kararıyla olur.Buna tutuklama müzekkeresi denir.Bir kimse hakkında tutuklama müzekkeresi verilmezse tutuklanması mümkün değildir.106 / 2’ye göre “Tutuklama müzekkeresinde sanığın mümkün olduğu kadar açıkça kim olduğu ve şekil ile kendisine isnat olunan fiil,fiilin gerçekleştiği zaman ve yer,fiilin kanunda hükme bağlandığı maddeler suçun kanuni unsurları ve tutuklamanın sebebi belirtilir.”

Tutuklama kararı verilebilmesi için sanık hazırsa dinlenmesi söz konusudur.Sanığın sorguya çekilmesi olarak nitelendirilebilir.Sanık hazırsa 3842 sayılı kanunla savcı ve müdafinin de dinlenmesi kabul edilmiştir.Bunlar dinlendiği için tutuklamayla ilgili işlemin yargılama işlemi       olduğu ifade edilir.Bu işlem yapılırken savcı ve müdafinin işlemle ilgili söyleyecekleri sözlü olarak ifade edilir.Sanık hazır değilse tutuklama kararı evrak üzerinden verilir.sanık hazırsa savcı ve müdafi sözlü olarak dinlenir.Sanık hazır değilse müdafi hazır olsa bile dinlenmez,karar evrak üzerinden verilir.Bu hüküm DGM’de uygulanmaz.

     b) Hakimin tutuklama kararı vermeye yetkili olması : Hazırlık soruşturmasında bu yetki sulh hakiminindir.Bu hakim suçun işlendiği yada sanığın yakalandığı yerdeki sulh hakiminindir. Tutuklamanın  savcının talebi üzerine verilmesi gerekir.Yani savcı talepte bulunacak ve hakim karar verecektir.İstisnası 158’dir. “suçüstü hali ile gecikmesinde zarar umulan durumlarda sulh hakimi de tutuklama dahil bütün tahkik işlemlerini re’sen yapmak yetkisine sahiptir.” Yani suçüstü ve gecikmesinde sakınca olan hal varsa savcının talebi olmadan tutuklamaya karar verilir.Son soruşturmada yetkili olan makam ise mahkemedir.Yargılamayı yapan mahkemedir.Acele hallerde ise başkan yetkilidir.Yargıtay’da yargılama sürerken,Yargıtay tutuklama kararı vermez.Kişi tutuklanacaksa uyuşmazlığı çözen mahkemenin tutuklamaya karar vermesi gerekir.

     c) Görülen davanın kamu davası olması : Şahsi davalarda tutuklamadan söz edilemez.Savcı sanığın tutuklanmasını isterse şahsi davadan söz etmek mümkün değildir ve bu durumda tutuklama kararı verilebilir.

     d) Muhakeme şartları varsa gerçekleşmiş olması gerekir : Mesela , milletvekilliği dokunulmazlığı varsa tutuklama kararı verilebilmesi için dokunulmazlığın kaldırılması gerekir.

     Tutuklama Kararının Yerine Getirilmesi : Hakim karar verir,sanık hazırsa savcı ve müdafi dinlenir, sanık hazır değilse karar evrak üzerinden verilir.

     Sanığın Ele Geçirilmesi : Tutuklama kararı verildikten sonra savcılığa gönderilmesi gerekir.Savcılık kişinin bulunduğu yerde ise oradaki kolluk görevlilerine, başka yerde ise sanığın bulunduğu yerdeki kolluğa gönderir.Hakim de tutuklama kararının yerine getirilmesi için kolluğa yazı gönderebilmektedir.Eğer tutuklama kararı geldikten sonra kişi tutuklanmışsa tutuk evine konur. Tutuklanan kişin statüsüne tutukluluk statüsü denir.Kişi tutuklanınca tutukluluk müzekkeresinin sureti verilir.Verilmesi mümkün değilse yazılı olarak tutuklama nedeni ve isnat edilen suçun yazılı olduğu belge verilir.Kişi tutuk evine konmuşsa,tutuk evine konulduğunun en geç ertesi günü müzekkerenin bir suretinin verilmesi gerekir.

     Gıyabi Tutuklamanın Vicahiye Çevrilmesi : (108) “Sanık tutuklama müzekkeresi üzerine bulunduğunda derhal ve nihayet 24 saat içinde yetkili hakim önüne çıkarılarak sorguya çekilir ve tutmanın devam edip etmeyeceği hakkında bir karar verilir.Sanığı en yakın hakim önüne getirmek için gerekli süre bu 24 saatlik süreye dahil değildir.Sanığa sorgu sırasında aleyhindeki vaziyet ve hallerden haber verilir.Sorguya çekme,sanığın kendi lehine meydana koyacağı delillere mani olmayacak tarzda cereyan etmelidir.” Sanık hazır değilse evrak üzerinden verilen kararlar vicahiye çevrilir.sanığın yokluğunda tutuklama kararı verilice vicahiye çevrilip tutuklanıp tutuk evine konması sağlanır.Sanığın yokluğunda verilen tutuklama kararına istinaden tutulduğunda hemen veya en geç 24 saat içinde sulh hakimi önüne çıkarılması gerekir.Bu süreye yol süresi dahil değildir.Yetkili hakim önüne çıkarıldığında ilk yapılacak iş,yokluğunda alınan tutuklama kararının uygulanmasını sağlamak için,tutuklanacak kişinin yakalanan kişi olup olmadığını tespit etmektir.Bu şekilde yokluğunda verilen tutuklama kararına göre tutuklanan kişi yetkili hakim karşısına çıkarılınca sanık sorguya çekilir ve sorgu sonunda kişinin tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine karar verilir.Sanık hazır bulunduğu için savcı ve müdafinin dinlenmesi de söz konusudur.İstisnası 108 / son’da gösterilir. “Bu kanunun 223. md.sinin 2. fıkrası ile 299. md.sindeki tutuklama sebepleri hariç sanığın sorgusu sırasında yalnız cumhuriyet savcısı ile müdafi hazır bulunabilir ve tutuklamanın devam edip etmeyeceği hakkında bir karar verilmeden önce cumhuriyet savcısı ile hazır bulunan müdafi dinlenir.”

Çocuk mahkemelerinin kuruluşu görevleri ve yargılama :

Usulleri hakkındaki kanun 19 / son’a göre suçun cezasının aşağı haddi 3 yılı aşmıyorsa tutuklama kararı verilemez.Yargıtay ilk derece mahkemesi olarak davaya bakıyorsa tutuklama kararı verebilir.Yüce divan da tutuklama kararı verebilir.

C ) ………

 

     I) Tutuklamada Hakimin Görevleri :

 

1. Sanığın yakınlarına kişinin tutuklandığının bildirilmesi : Kişinin yakalandığı yada tutuklandığı hemen yakınlarına bildirilir.Sanığın kendisinin bildirebilmesi için tutuklamanın amacının tehlikeye düşmemesi gerekir.

2. Sanığın sorguya çekilmesi : Tutuklanan sanık hakim önüne çıkarıldığında sanığın sorgusunun yapılması gerekir.Sorgu sırasında kendisine isnat edilen suçun bildirilmesi gerekir.Hakim sanığa lehine olan şeyleri ileri sürmesi için de izin vermelidir.Sanık hakim önüne çıkarıldığında tutukluluğunun akıbeti de belirlenmelidir.Sorgu yapıldıktan sonra tutukluluğunun devam edip etmeyeceğine karar verilmelidir.Tutuklama nedeni kalmadığında yada tutuklama müzakeresi geri alındığında tutuklamaya son verilmesi gerekir.223 / 2 ,229 dışında sorgu sırasında savcı ve müdafi hazır bulunabilir.223 ve 229 da bunlar bulunmaz.

Sanık bazen yetkili hakim önüne çıkarılamamaktadır.Bu durumda 24 saatlik süre dolmaması için en yakın yerdeki hakim önüne çıkarılması gerekir.Yetkili olmayan hakim yakalanan kişinin müzekkerede belirtilen kişi olup olmadığını inceler.O kişi ise sorguya çeker ve gönderilmesine ilişkin işlemleri yapar.

     II) Tutuklama Süreleri : Hazırlık soruşturmasında tutukluluk süresi en fazla 6 aydır.Bu süre içinde kamu davası açılmazsa sanık salıverilir.Kamu davası açılırsa son soruşturmada geçen tutukluluk süresi toplam iki yılı geçmez. Hazırlık soruşturmasında geçen süre dahil karar verilene kadar tutuklu kalabilir. İki yıl içinde yargılama bitmezse sanık serbest bırakılacaktır. Kanun buna da istisna getirmiştir. 110 / 2 , 2. cümleye göre “Yedi sene ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm cezasını gerektiren suçlarda tutuklama sebebine,delillerin durumuna ve sanığın şahsi hallerine göre tutukluluk halinin devamına veya sona erdirilmesine veya uygun görülecek nakdi kefaleti vermesi şartıyla sanığın tahliyesine karar verilir.” Suçun cezasının alt sınırı yedi yıla kadarsa,iki yılın bitiminde sanığın serbest bırakılması gerekir.Yedi yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiriyorsa hakim tutuklama nedenini,delillerin durumunu,sanığın şahsi durumunu göz önünde tutarak tutukluluk halinin devamına karar verme yetkisine sahiptir.

Hazırlıkta geçen süreler,tutuklama kararı gıyabi olarak verilmişse geçen süre tutukluluk süresinin hesabında dikkate alınmaz. Kişinin fiilen tutuklandığı andan itibaren süre hesaplanır.

     III) Tutuklu Hakkında Yapılacak İşlemler : Tutuk evine konur ,tutuklamanın amacıyla bağdaştığı şekilde önlemler alınır.Şahsi durumu müsait ise diğerleri için tehlike oluşturmayacak şekilde düzenleme hakkı verilir. Diğer tutuklular için tehlike teşkil ediyorsa tutukluların güvenliği  için önlemler alınır. 116’da düzenlenmiştir. Tutuklu duruşmaya bağlı olmayarak (kelepçesiz) çıkarılır.

     IV) Tutuklamanın Sona Ermesi : (Yargılamanın sona ermesi) Yargılama sona ermişse tutuklamada sona erer. Yargılama sonunda beraat ve düşme kararı verilmişse artık tutuklama kararının geri alınması, kaldırılması gerekir. Mahkum olmuşsa hüküm de kesinleşmişse kişi tutuklu değil hükümlü olur. Hüküm kesinleşmemişse kişi beraat etse bile kişinin serbest bırakılması söz konusu olur. Düşme ve durma kararında da aynı şekilde olur,kişi serbest bırakılır. 123’e göre “Tutuklama sebeplerinin ortadan kalkması veya beraat kararı verilmesi hallerinde tutuklama müzekkeresinin hükmü sona erer. Kanun yoluna başvurma sanığın salıverilmesini geri bırakmaz.”

Hazırlık soruşturması sırasında savcı kamu davası açmadığı veya sanığın tutuklu kalmasına gerek görmediği takdirde tutuklama kararı geri alınmış sayılır ve savcının sanığı derhal salıvermesi gerekir. 126’ya göre “Cumhuriyet savcısı kamu davasını açmadığı veya sanığın tutukluluğunun devamına lüzum görmediği takdirde tutuklama müzekkeresi hükümsüz kalır. Bu hallerde cumhuriyet savcısı sanığı hemen salıverir.”

     V ) Tutuklama Kararına İtiraz : İtiraz hakimlik kararına karşı gidilebilen yoldur. Hazırlık soruşturmasın da tutuklama sulh hakimi tarafından karar alındığından bu karara itiraz edilebilir. Son soruşturmada mahkeme kararlarına karşı itiraz edilmese de,tutuklamada istisna getirilmiştir. Mahkeme tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı da itiraz edilebilir. 298’e göre “Mahkeme kararları aleyhine itiraz edilemez. Tutuklamaya,tutukluluğun devamına,hacze ve üçüncü şahıslara ilişkin kararlar hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz.” Tutukluluğun devamına karar verilmişse, mahkeme tarafından verilen kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.

     VI ) Tutuklama Kararlarının Gözden Geçirilmesi : Hazırlık soruşturması ve son soruşturma olarak ikiye ayrılarak incelenir. 112 / 1-2’ye göre “Hazırlık tahkikat sırasında,sanığın tutuk evinde bulunduğu müddetçe ve en geç 30’ar günlük süreler içinde tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceği Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine sulh hakimi tarafından incelenir. Tutukluluk halinin incelenmesi yukarıdadır. Fıkrada öngörülen süre içinde sanık tarafından da istenebilir.” Hazırlık soruşturmasında en geç 30 günlük süreler içinde tutukluluğun devam edip etmeyeceğinin incelenmesi gerekir. İnceleme için Cumhuriyet Savcısı yanında sanıkta 30 günlük süreler içinde incelemenin yapılmasını talep edebilir. 112 / 3’e göre “Mahkeme tutuk evinde bulunan sanığın duruşmasında tutukluluk halinin devamının gerekip gerekmeyeceğini her celse veya şartların gerçekleştiğinde celse arasında re’sen kararlaştırır.” Son soruşturmada mahkeme her oturumda sanığın tutukluluk halinin devam edip etmeyeceğine de karar verir. Sanığın bir sonraki duruşmaya kadar tutuklu kalması hazırlık teşkil edecekse oturum aralarında da incelenebilir. Sanık ve müdafide bu talepte bulunabilir.

     D ) ÖZEL TUTUKLAMA HALLERİ :

Bunlar tutuklama gibi olmayan,sadece belli işlemin yapılması için kabul edilen tutuklama halleridir. Mesela,sanık duruşmaya gelmemişse,getirmek için yapılan tutuklama.

1 . 223 / 2 “Gelmemenin makul sebepleri ispat edilmezse izharı emr olunur  veya hakkında tutuklama müzekkeresi verilir.” Normalde mahkemeye gelmeyen sanık hakkında duruşma yapılamaz. Gelmezse çağrı gönderilir. Zorla getirme müzekkeresi gönderilir. Eğer gelmezse ve gelmemesi makul sebeplere dayanmıyorsa izhar müzekkersi düzenlenebileceği gibi tutuklama müzekkeresi de gönderilebilir. İzhar müzekkeresi gönderilince tutuklama müzekkeresi gönderilemez.

2 . 229 “Mahkeme sanığın bizzat hazır bulunmama ve izhar veya tutuklama müzekkersiyle zorla getirilmesine her vakit karar verebilir.” Sanık çağırılırsa sanığın gelmemesi söz konusu değildir. Her zaman için sanığın tutuklama müzekkeresiyle mahkemeye getirilmesi söz konusudur. Normalde kural olarak sanık mahkemeye gelmek zorundadır. Yokluğunda duruşma yapılabilen hallerde sanık her zaman tutuklanıp getirilebilir.

3 . Duruşmanın disiplinini bozan kişilerin tutuklanması. (379)

4 . Tanıkların tutuklanması.

     E )TEMİNATLA SALIVERME:

1) Genel olarak:

Tutuklamanın amacına sanık veya üçüncü kişiden teminat alınarak ulaşılabilecekse teminatla salıverilmesine karar verilebilir. Tutuklamanın amacına teminatla salıverme yoluyla gidilebiliyorsa bu yol tercih edilebilir. Kişi daha önceden tutuklanmamışsa teminatla salıverme kabul edilirse salıverilir. Tutuklanmamışsa tutuklama kararı verilmesine rağmen teminatla salıverme kararı verilebilir. 117’ye göre “104’üncü maddenin ilk fıkrasının 2. bendi hükmü haricindeki sebeplerden dolayı tutuklanmasına karar verilen kefalet vermesi şartıyla tutuklanmasından vazgeçilebilir.” Delilleri karartma tehlikesinin dışında gidilebilen bir yoldur.

CMUK sisteminde tutuklamaya gidilmeden teminatla salıvermeye karar vermek mümkün değildir. (Eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle AYM’ de iptal davası açılmışsa da reddedilmiştir.) önceden tutuklamaya karar verilmesi gerekir. Tutuklama kararının infaz edilip edilmemesi önemli değildir.

Teminatla salıvermeye ancak hakim karar verir. İstisnası yoktur.

    -Şartları :

1. Delilleri karatma tehlikesi veya bilirkişiyi etki altına alma söz konusuysa teminatla salıvermeye karar verilemez. Kaçma tehlikesiyle tutuklama kararı verilmişse teminatla salıvermeye karar verilebilir.

2. Güvencenin verilmesi gerekir. Güvence bizzat sanık tarafından verileceği gibi üçüncü kişi tarafından da  verilebilir. Güvence para olabileceği gibi,tahvil,devlet senetleri,saygı duyulan kişilerin mali güvenceleri olabilir. 118’e göre “Kefalet gerek para gerek devlet esham ve tahvillerini tevdii suretiyle olabileceği gibi muteber kimselerin mali kefalet vermeleriyle de olabilir.

     Kefaletin miktar ve nevini takdir yetkisi hakimindir:

“Hakim kefaletin miktar ve nevinin takdirinde,suçun niteliğini,sanığın kişisel durumunu ve yargı organlarınca yapılacak işlemlere uyup uymayacağını göz önünde bulundurur.” Türkiye’de oturmayan tutukluların da teminatla salıverilmelerine karar verme imkanı tanımıştır. 119’a göre “Kefaletle salıverilmesini isteyen sanık,Türkiye’de oturmuyorsa kendisine yapılacak tebligatı kabul için davaya bakacak mahkemenin kazası dairesinde ikamet eden bir kimseyi tevkil eder.Mahkeme bu kimseler hakkında yukarıdaki madde gereğince takdir edilecek kefalet parasının,o tarihteki resmi kur esas alınarak oturdukları yabancı devlet parasıyla ödemelerine karar verebilir.

Delileri karartma tehlikesi dışında neden varsa ve güvence verilmişse sanık tutuk evine bulunuyorsa serbest bırakılır. Tutuklama kararı verilmiş infazına başlanmışsa sanık salıverilir.

Sanık güvence verip serbest bırakıldıktan sonra neler olur? Sanık teminat verip,serbest bırakılmışsa yine de yargı organlarınca yapılacak tüm çağrılara cevap vermek ve her türlü karara itaat etmek zorundadır.Kararlara uymadığı kaçmaya çalıştığı ve kaçma hazırlığında bulunduğu veya yapılan çağrılara itaat etmediği veya tutuklama için nedenler olduğunda kişi hakkında verilen tutuklama kararının tutuk evinden ayrılmışsa infazına devam edilir. İnfazına başlanmışsa tutuk evine konması söz konusu  olur. 120’ye göre “Sanık kaçmak hazırlığında bulunur veya usuli dairesinde davet emrine mazereti olmaksızın itaat etmez yahut tutuklanmasını müstelzim yeni sebepler elde edilirse verdiği kefalete bakılmaksızın yeniden tutuklanır.” Bu durumda verilmiş olan teminatın ne olacağı problemi söz konusudur. Kararın infazına devam edilirse yada tutuk evine konursa verilen teminat geri verilir yada devlete gelir kaydedilir.

    2 .   Teminatın Geri Verilmesi : Sanık yeniden tutuklanırsa veya salıverilen sanık hakkında yargılandığı suçtan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza verilirse bu andan itibaren verilmiş olan teminat, teminatı veren kişiye,sanığa yada üçüncü kişiye geri verilir. Bunun için verilmiş olan teminatın daha önceden devlete gelir yazılmaması gerekir. 121E göre “Sanık yeniden tutuklandığı veya tutuklama müzekkeresi geri alındığı yahut sanık hakkında hürriyeti tehdit eden bir ceza hükmolunup  da infaza başlandığı takdirde henüz hazineye irat kaydedilmemiş olan kefalete lüzum kalmaz. Kefalet etmiş olan kimse hakim tarafından tayin olunan mehil içinde sanığı getirdiği veya sanığın firar niyetinde bulunduğunu vakıaları tutuklanmasına müsait olacak kadar bir müddet evvel haber verdiği takdirde kefaletten kurtulur.”

    3 . Devlete Gelir Yazılması : Sanık çağırılıp gelmez,duruşmada hazır bulunmazsa verilmiş olan kefalet devlete gelir yazılır. Bunun için makul özrünün olmaması gerekir. Kişi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olup infazından kaçarsa yada para cezasına mahkum olup da ödeme emrine rağmen yerine getirmezse teminat parası devlete geçer. Devlete gelir kaydedilmesi kararı aleyhine acele itiraz yoluna başvurulabilir. 122’ye göre “Sanık soruşturma veya duruşmada mazeretsiz hazır bulunmaz veya mahkum olup da hürriyeti bağlayıcı cezanın infazından kaçarsa kefalet karşılığı hazineye gelir kaydedilir veya para cezasını ödeme emrinin tebliğine rağmen süresinde ödemez ise kefalet karşılığında para cezası mahsup edilerek kalan para hazineye gelir kaydedilir. Bu hususa karar verilmeden evvel maznuna kefalet etmiş olanlar izahat vermeye davet olunur. Bu karar aleyhine acele itiraz yoluna müracaat olunabilir.”

III ) YAKALAMA :

Suç şüphesi altında bulunan bir kişinin hakim kararı olmaksızın hürriyetinin kısıtlanmasına yakalama  adı verilir.Yakalama tutuklamayı mümkün kılmak için yapılır,tutuklamanın amacı niteliğindedir.Sıkı şartlara tabi tutulmuştur.

     A ) YAKALAMANIN ŞARTLARI:

1 . Herkesin yakalama yapabileceği durumlar : 127’ye göre “Meşhut cürüm sırasında rastlanan veya meşhut cürümden dolayı takip olunan şahsın firarı umulur veya hemen hüviyeti tayin mümkün olmazsa tutuklama müzekkeresi olmaksızın dahi o şahsı herkes ………. yakalayabilir.” Herkesin yakalama yapabilmesi için suçun meşhut suç olması gerekir. Meşhut suçun ne olduğu 127 / 3-4’de gösterilmiştir: “İşlenmekte olan suç meşhut suçtur. Henüz işlenmiş olan suç ile suçun işlenmesinden hemen sonra zabıta veya suçtan zarar gören şahıs yahut başkaları tarafından takip edilerek veya suçun pek az evvel işlendiğini gösteren eşya veya izlerle yakalanan kimsenin işlediği suçta meşhut suç sayılır.” İşlenmekte olan suç varsa,henüz işlenmiş olan suç varsa,suçu işleyen kaçma durumundaysa ; kolluk,suçtan zarar gören veya üçüncü kişi tarafından yakalandığı durumlarda meşhut suçun varlığı kabul edilir. Yakalanan kişinin az önce suçu işlediğini gösteren emarelerle yakalanırsa yine meşhut suç sayılır. 127. md. Meşhut suçta herkesin yakalama yapabileceğini belirtmekte ve ayrıca suçu işleyen kişinin kaçma ihtimali varsa yada kişinin hüviyetini tayin etme imkanı olmazsa herkes tarafından yakalama yapılabilir. Suçun meşhut suç olması yanında kaçma ihtimali varsa yada kimliğinin tespiti hemen mümkün olmazsa herkes yakalama yapabilir. Son fıkrada,takibi şikayete bağlı suç varsa şikayet şartının gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir. Re’sen takip edilen suçsa buna gerek yoktur. Ancak suç küçüklere yada kendini idare edemeyeceklere karşı işlenmişse şikayet şartı gerekmez.

     2 . Kolluk kuvvetleri tarafından yakalama yapılabileceği durumlar : (Müzekkeresiz yakalama) 127 /1-2 . cümleye göre “Cumhuriyet Savcısı veya derhal amirlerine müracaat imkanı bulunmayan hallerde zabıta memurları,tutuklama müzekkeresi kesilmesini müstelzim ve aynı zamanda tehirinde ………  umulan hususlarda sanığı muvakkaten yakalayabilirler.” Herkesin yakalama yapabildiği durumlarda kollukta yapabilir. Bunun dışındaki hallerde kolluğun yakalama yapabilmesi için :

a ) Tutuklama kararı verilmesini gerektiren nedenler varsa yakalama  yapabilir.

b ) Gecikmesinde sakınca bulunması : Bu hallerde de Cumhuriyet Savcısı ve Kolluk Amiri tarafından yakalama yapılabilir. Bu şartlar Cumhuriyet Savcısı ve Kolluk Amirince yapılacak yakalamalarda aranır. Ayrıca kolluk tarafından yapılacak yakalama için üçüncü bir şartta vardır. O da amirine müracaat imkanının bulunmamasıdır.

     B ) MÜZEKKERELİ YAKALAMA :

 

      Müzekkereli yakalamada yakalama müzekkeresini savcı düzenler. Zorunlu hallerde hakimde düzenleyebilir. İki türlüdür :

1. Tutuklama müzekkeresine dayanan yakalama müzekkeresi : sanık hakkında daha önce verilmiş gıyabi tutuklama kararı varsa savcı veya zorunlu durumlarda hakim tarafından tutuklama müzekkeresi düzenlenir. 131’e göre yakalama müzekkeresinde yakalanacak kişinin kim olduğu kendisine yüklenen suçun ne olduğu,başka yerde ele geçirilmişse nereye gönderileceği yazılır. Hakkında yakalama müzekkeresi verilebilmesi için kişinin kaçak olması ve ele geçirilmemiş olması gerekir.

2 . Tutuklama müzekkeresine dayanmadan yakalama müzekkeresi düzenlendiği hal : Bunun için failin hapishaneden yada yakalanmışken muhafızların elinden kaçmış olması gerekir. Yakalama müzekkeresi düzenlenmesi gerekir. Savcı yada zorunlu hallerde hakim yakalama müzekkeresini düzenlerken bu hallerde zabıta idareleri de yakalama müzekkeresi düzenleyebilirler.

     C ) YAKALAMANIN   SONUÇLARI:

Yakalanan kişilere zor kullanmayla ilgili olarak ; belli ölçülerde yakalamayı sağlamak amacı ile zor kullanılabilir. Kolluk kuvvetlerinin normal vatandaştan daha geniştir. Zor kullanabilir,silah kullanabilir ama en son çaredir. Normal vatandaşın böyle bir yetkisi yoktur. Kimliğin tespiti için üst araması yapılabilir. Kolluk kuvvetleri açısından söz konusudur. Şartlar oluşmuşsa arama yetkisi söz konusudur,eve girilmesi açısından. Normal şahıslar yakalama için eve giremezler,arama yapamazlar.

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

 Yurt Dışına Çıkma Yasağı

Bu konuda CMUK’da hüküm yoktur. Pasaport Kanunu ve Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununda düzenleme vardır. Pasaport K. Md. 22’ye göre, bir kişiye yurt dışına çıkma yasağı konması için hakim kararı gerekir. 85 değişikliğinden önce savcının da yetkisi vardı ama artık sadece hakime ait bir yetkidir. Pasaport k. Md. 22’ye göre,yurtdışına çıkma yasağı verilirse verilen yerdeki Emniyet Müdürlüğüne,kişinin nüfusunun bulunduğu yerdeki emniyet müdürlüğüne ve Emniyet genel Müdürlüğüne durumdan haber verilir. Bu yasaklarda ya kişiye pasaport verilmez yada verilen pasaport geri alınır.

ÇASÖMK. da gecikmesinde sakınca olan hallerde  Cumhuriyet Savcısı da yurt dışına çıkma yasağı verilmesine yetkilidir. ÇASÖMK. 9’a göre “Bu kanun kapsamına giren suçlarda şüpheli veya sanıkların yurt dışına çıkmalarının geçici olarak yasaklanmasında hazırlık soruşturmasında hakim, son soruşturma safhasında ise mahkemece karar verilir,ancak gecikmesinde sakınca varsa cumhuriyet savcıları da şüphelilerin yurt dışına çıkmalarını geçici olarak yasaklanmasına karar verebilir. Bu karar derhal ve nihayet 24 saat içinde hakim onayına sunulur. Hakim kararını 24 saat içinde açıklar aksi halde cumhuriyet savcısının kararı kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

   IV )  EL KOYMA :

1.  Genel Olarak :

 

Bir eşyanın sahibinin rızası olmaksızın,eşya üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılmasını ifade eder. Eşya taşınır veya taşınmaz olabilir. Taşınırsa zilyet elinden alınır,taşınmazsa tapuya şerh verilir. Kişi rızası ile verirse muhafaza ve koruma altına alma şeklinde ifade edilir. Rızasıyla yapılan muhafazada hakim kararı gerekmez. Eğer kişi delil olacak yada müsadereye gerek olan eşya rızayla verilirse muhafaza altına alma olur. Eğer vermekten kaçınırsa tanıklara yönelik olarak verilen tutuklama kararı (kabahatlerde 6 hafta,cürümlerde 6 ay) bu kişilere de uygulanabilir.

CMUK 86 da “Tahkikat için sübut vasıtalarından olmak üzere faydalı görülen yahut müsadereye tabi olan muhafaza veya başka bir suretle emniyet altına alınır. Bu eşya bir şahsın yanında bulunur ve bu şahıs rızasıyla teslimden kaçınırsa zapt olunabilir.” 87’ye göre “Yukarıda ki madde de yazılı bir eşyayı yanında bulunduran şahıs talep üzerine bu eşyayı göstermek ve teslim etmekle mükelleftir.” Kaçınma halinde bu eşyanın zilyedi hakkında 63. maddenin cebre müteallik hapis hükmü tatbik edilir. Tanıklıktan çekilmeye hakkı olan şahıslar hakkında bu hüküm tatbik olunmaz. Eğer kişinin elinde delil olabilecek yada müsadereye gerek olan eşya rızasıyla alınırsa muhafaza altına alma olur.

 El koyma için iki tür durum gerekir :

a. Delil olabilecek şeyler

b. Müsadere edilebilecek şeyler.

a )  Delil olabilecek şeyler : Bir olayı aksettiren,olayı gösteren akılcı,rasyonel beş duyu organı ile algılanan şeyler delildir. Somut olgular aranmaksızın duruma göre basit şüphe el koyma için yeterlidir. Suçun işlendiğini ortaya koyan araçlar olması gerekir.

b )Müsadereye konu olan şeyler : Mülkiyetin devlete geçmesini ifade eder. Müsadere için mutlaka hakim kararı gerekir. Müsadere her zaman suçla ilgilidir ama her zaman mahkumiyet şartı aranmaz. TCK 36 / I’e göre “Mahkumiyet halinde cürüm ve kabahatte kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan veya fiilin irtikalardan husule gelen eşya fiilde methali olmayan kimselere ait olmamak şartıyla mahkemece zapt ve müsadere olunur.” Buna göre müsadereye konu olan eşyadan bahsedilebilmesi için suçta kullanılan,kullanılmak üzere hazırlanan,fiilin irtikalardan meydana gelen eşya olması gerekir.Diğer müsadereye konu olan eşya 36 / II’ye göre “Kullanılması,yapılması, taşınması,bulundurulması ve satılması cürüm veya kabahat teşkil eden eşya bir ceza mahkumiyeti olmazsa ve faile ait bulunmasa bile mutlaka zapt ve müsadere olunur.” Müsadereye konu olan eşya varsa önce el konulur,el koymadan sonra yargılama bitince kişi mahkum olursa müsadere edilir. Kişi beraat ederse ikinci fıkraya girmiyorsa iade edilir. Dolayısıyla müsadere için önce el konması gerekir.

Kanun bazı eşyalara el konulamayacağını ifade etmiştir : Sanıkla,tanılıktan çekinme hakkı olan kimseler arasındaki yazışmalara el konulamaz. Tanıklıktan çekinme mecburiyeti olanlar ve çekinme hakkı olanlar için geçerlidir. Kanuna göre bu kimselerin (tanıklıktan çekinme hakkı ve mecburiyeti olanlar) sanıkla aralarında yazışma varsa el konulamayacağı ifade edilir. Sanıkla tanık arasındaki yazışmalarda tanığın suça iştiraki yada yataklığı söz konusu ise el konulabilir. 89’a göre “Sanık ile 47 ve 48. maddeler mucibince tanıklıktan çekinme hakkı olan kimseler arasında ….. olunan mektuplar bu kimseler yanında bulundukça ve bunlar tahkikatın mevzuu olan vakıalara iştirak etmiş olmak veya yataklık etmek şüphesi altında olmadıkça zapt edilemez.” Sanıkla tanık arasındaki yazışmalar üzerlerindeyse el konulamaz,başka yerdeyse el konulabileceği ifade edilir. CMUK 144’de ifade edilen sanıkla müdafi arasındaki yazışmalara el konulamaz. 144 / son’a göre “Bu kişilerin müdafi ile yazışmaları denetime tabi tutulmaz.” Yakalanan,tutuklanan veya sanığın müdafi ile olan yazışmalarına el konulması söz konusu değildir.

     Diğer durum ; resmi dairelerde saklı olan belgeler ülkenin selameti açısından tehlike arz ediyorsa, bu dairenin en büyük amiri tarafından bu durum ifade edilirse bunlara el konulamaz. Resmi dairelerin en büyük amirinin ifadesi yeterli görülmezse ilgili dairenin bağlı olduğu bakanlığa müracaat edilerek, oradan gelecek beyana göre davranılır. El konulamayan diğer eşyalar basımevi, eklentileri, taşıma araçlarıdır. AY. 30’a göre  bunlar devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü,cumhuriyetin temel ilkeleri ve milli güvenlik aleyhine işlenmiş bir suçtan mahkum olma hali hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten alıkonulamaz.

     2 . Basılmış Eserlere El Koyma : AY’da ve Basın K.Ek.1 ve 31. maddede düzenlenmiştir. Basılmış eserlerde el koyma ile ilgili AY’a göre basılmış eserlere iki durumda el konulabilir :

a ) Delil amacıyla el koyma : Birkaç nüshaya el koymayı ifade eder. BU amaçla el koymaya gerek yoktur,çünkü basılan eserin iki büyük nüshası en büyük amire gönderilmektedir.

b )Toplatma : Basılmış eserlerin tamamına el koymayı ifade eder. Müsadere için yapılmaktadır. AY 2815 dağıtımının önlenmesinin bir toplatma olduğunu ifade eder. Hakim kararıyla toplattırılır. Gecikmesinde yetkili merci kararıyla toplatmaya karar verilir. Hakim kararı olmadan dağıtımı önleyen merci 24 saat içinde durumu hakime bildirecek. Hakim bu kararı 48 saat içinde onaylamalı yoksa hükümsüz kalır.

Basın K.Ek.1’e göre, devletin ülkesiyle bölünmez bütünlüğü, milli güvenlik, kamu düzeni,Atatürk aleyhine işlenen suçlar için tedbir yoluna hazırlık soruşturmasında sulh hakimince,son soruşturmada ilgili mahkeme toplatmaya karar verir. Bu karar 24 saat içinde hakim onayına sunulur. Hakim 48 saat içinde kararını verir. Basın Kanunun AY’dan ayrıldığı tek şey süreli ve süresiz ayrımı yapılmamasıdır. Her türlü eser Basın Kanunu  kapsamına girer. Suç teşkil ediyorsa el konulmasına, toplatılmasına  karar  verilmesi mümkündür.

     3 ) Basit El Koyma : Normalde el koymaya karar verme yetkisi hakimdedir. Hazırlık soruşturmasında sulh hakimi,son soruşturmada mahkeme, acele hallerde başkan el koymaya yetkilidir.

 -İstisnaları ; Özel kağıtlar veya özel eşyalara veya konuttaki eşyaya el konulacaksa ve tehlike varsa kanunun yetkili kıldığı merciinin emriyle geçici el koyma söz konusudur. Savcılık ve kolluk bu halde el koyar. Vali ve kaymakamlarda Polis Vazife ve Selahiyet Kanununca el koymaya yetkilidir. Diğer eşyalar için gecikmesinde sakınca varsa Cumhuriyet Savcısı ve yardımcısı sıfatıyla kolluk el koymaya yetkilidir. PTT’de el koyma yetkisi sadece savcıya aittir,kolluğun yetkisi yoktur.Eğer hakim tarafından el koymaya karar verilirse bu karara karşı itiraz yoluna gidilebilir. Hazırlık soruşturmasında   sulh   hakimince karar  verilmişse itiraz yoluna gidilebilir. Son soruşturmada karar mahkemece verilmişse itiraz edilmesi söz konusu değildir. Ancak CMUK 298 gereğince gidilebilir. Çünkü 298 de ifade edilen haciz el koyma anlamındadır. Kural olarak hakim el koymaya karar verir. Bazı hallerde savcı ve kolluk da el koymaya karar verebilir. Hakim kararı olmadan el koyma varsa sırsında ilgili yada yakınlarının olup olmamasına göre ayrım yapılır. Anayasa ile CMUK arasında fark vardır : Hakim kararı olmadan el koymalarda bunlardan biri yoksa yada el koymaya itiraz edilirse el koymayı yapan merci hakime üç gün içinde tasdik ettirmelidir. (CUMK 90) Anayasada ise 24 saat içinde hakim onayına sunulur. 24 saat içinde onayda bulunulmalıdır.

Kişinin kendi bulunduğu sırada el koyma yapılırsa ilgili şahıs hakimden bu hususta her zaman için karar verilmesini isteyebilir. Onaya sunulacak hakim hazırlık soruşturmasında sulh hakimi, kamu davası açıldıktan sonra el koymaya karar verip Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılırsa davaya bakan hakim muameleden haberdar edilmelidir.

     4 . PTT’de El Koyma : (El koymada eşyaların listesi yapılır,mühürlenir,ilgiliye gerektiğinde liste verilir.) Postada el koymada kolluğun yetkisi yoktur. Kararı hakim verir,gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından bu el koymaya karar verilir. AY’da yetkili merciinin emriyle denmiştir. CMUK açısından Cumhuriyet Savcısı yetkilidir. Kolluğun el koyma yetkisi yoktur. 81’e göre : “Sanığa gönderilen mektuplar ve sair mersule ve telgrafların posta ve telgraf hanede zaptı caizdir. Sanık tarafından veya ona hitaben gönderildiği bazı hallerden anlaşılan ve tahkikat noktai nazarından ………….. ehemmiyeti haiz olduğu tayin edilen ve sair mersule ve telgrafların dahi bu yerlerde zaptı caizdir.”

İki halde PTT’de el koyma mümkündür :

1 . Sanığa gönderilen mektuplar ve diğer evraklar.

2 . Sanığın gönderdiği evraklar.

PTT’de el koyma yetkisi Cumhuriyet Savcısı tarafından kullanılıyorsa Cumhuriyet Savcısı kendisine verilen mektup ve evrakları okumaksızın hakime vermek zorundadır. Ayrıca Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen karara göre el koymalarda üç gün içinde tasdik edilmelidir. Bunu için eşyanın hakime teslim edilmiş olmasının önemi yoktur.

     5 . Gaiplere ilişkin el koyma : Tam ve kimsi el koyma olarak ikiye ayrılır. Tam el koymada üçe ayrılır : Özel tam el koyma ; Mecburi el koyma ; Tamamlayıcı el koyma. Hepsi için mutlaka hakim kararı gerekir. Hakim dışındakiler gaipler için el koymaya karar veremez ve hepsi için son soruşturma aşamasına geçilmiş ve kamu davası açılmış olmalıdır.

     a ) Kısmi el koyma : CMUK 276’a göre ; “Hükmolunabilecek para cezasının en yüksek derecesini ve muhakeme masraflarını istifaya yetişecek miktarda sanığın muayyen malları icabında hakim tarafından haciz olunabilir. Bu haciz hakkında İcra Kanunu hükümleri tatbik olunur. Haciz ……. icap ettiren sebepler kalmazsa haciz kaldırılır.” Kısmi el koymada ilk hükümleri uygulanır. Kısmi el koymaya gidilebilmesi için kamu davası açılması ve hakim tarafından verilen el koyma kararı olması gerekir. İki halde başvurulabilir : Hüküm olunacak para cezasının en yüksek derecesini karşılamak ve muhakeme masraflarını karşılamak için. Burada gaibin tüm malları değil, para cezasını ve muhakeme masraflarını karşılayacak kadar malına el konulabilir. Buradaki para cezası somut olan para cezasıdır.

b ) Tam el koyma :

     i) Tamamlayıcı el koyma : (277) Kısmi el koyma gerçekleştirilemezse yada el konulan mallar muhakeme masraflarını ve para cezasını karşılamazsa Türkiye’de bulunan tüm mallarına el konulabilir. Yine kamu davası açılmalı hakim karar vermelidir. Resmi gazetede ilan edilmelidir. Gerekirse diğer gazetelere de ilan verilebilir.

     ii ) Özel tam el koyma : (283/ I) Bu el koymaya gidilebilmesi için kamu davası açılmalı ve hakim kararı olması  gerekir. Diğer  şart ; tutuklama  müzekkeresi  kesilmesini kuvvetli  gösteren  şüphenin bulunması gerekir. Amaç gaip olan sanığın ortaya çıkmasını sağlamaktır.

     iii ) Mecburi el koyma : (283 / II ) Hakim kararı ve kamu davası açılması şartı yanında TCK’nun 2. kitabının 1. babında yer alan ( devletin şahsiyetine karşı cürümler) suçlar olması gerekir.

El konulan mallar aynen muhafaza edilmelidir. Bozulma,deforme olma söz konusuysa bütün mallar satılır,elde edilen paranın onun yerine konması gerekir. El koyma geçicidir. Amaç gerçekleşirse kaldırılır. El koyma kural olarak mahkeme sonuna kadar devam eder. Yargılama sonunda ya geri verilir yada müsadere edilir.

     – Erken Dinleme ve Erken Sorgu : Tanık ve bilir kişilerin ileride uyuşmazlık hakkında karar verecek mahkeme önüne çıkarılamaması yada duruşmada dinlenmesi mümkün olmayacağı öngörülürse erken dinleme yoluna başvurulabilir. Erken dinleme duruşma yapılıyormuş gibi yapılır. Taraflar hazır bulunur. Soru sorma ve tartışma imkanı tanınmaktadır. Erken dinlemeyi yapan hakimdir. Son soruşturmayı yapacak hakimin  naibi  durumundadır.

Erken dinleme şu hallerde mümkündür :

a.  Son soruşturma hazırlığında hastalık veya kaldırılması imkansız bir engel yüzünden bir tanık veya bilir kişinin uzun veya belli olmayan bir zaman için duruşmada hazır bulunamayacağı anlaşılırsa veya meskenlerin uzaklığı yüzünden çağırılması zorsa duruşmadan önce naip hakim yada ……….. yoluyla dinlenmesi mümkündür. (216) Duruşma için tayin edilen günde sanık gelmezse duruşma yapılmamasına rağmen gelmiş olan tanık ve bilir kişinin yargılanması yapılmaktadır. Buda erken dinlemedir.

b.  Hazırlık soruşturmasında bir tanık veya bilir kişinin duruşmada hazır bulunamayacağından korkulursa yada meskenin uzaklığı yüzünden hazır bulunması güç görülürse sulh hakimi hazırlık soruşturması sırasında re’sen veya savcının talebiyle erken dinleme yapma yetkisine sahiptir. (155 ve 158 ) Erken dinlemede tarafların hazır bulunmasına izin verilmektedir. Burada duruşma yapılıyormuş gibi dinleme söz konusu olduğundan erken dinleme denir.

Hazırlık soruşturması sırasında cumhuriyet savcısının yeminlide olsa tanığı dinlemesi erken dinleme sayılmaz. Sulh hakiminin dinlemesi gerekir. Taraflara  hazır bulunma imkanı da tanınmalıdır. Erken sorguda ; hazırlık soruşturması sırasında polis tarafından yapılan sanığın ikrarı söz konusuysa ve ikrarından döneceğinden korkulursa sulh hakimince sanığın sorgusu yapılmalıdır. Bu durum da erken sorgu koruma tedbiridir.

V )  ARAMA :

     İki tür arama vardır : Önleme araması ve koruma tedbiri olan adli arama.

Önleme araması : Asayişin temin edilmesi genel güvenliğin sağlanması ve tehlikenin önlenmesi için yapılan işlemdir.

Adli arama : Suçun işlenmesinden sonra söz konusu olan suç ve failin ortaya çıkması ve bu anlamda delillerin temin edilmesi için yapılan işlemdir.

A- ÖNLEME ARAMASI

 

1- Genel olarak:

 

Önleme araması denilince yetkili mercilerin emri ile yapılan arama söz konusudur. Kolluk ve polisin her zaman yapabileceği aramalar söz konusudur. Gecikmesinde sakınca olan hallerde ; polisin dumanı görüp yangını önlemek için bir konuta girmesi tehlikenin önlenmesi için mümkündür. Kimlik tespiti amacıyla yolda baygın yatan kişinin aranması söz konusu olabilir. Kavga ihbarıyla olay yerine gidildiğinde silah,tabanca var duyumuyla kişinin üzerinde arama yapılabilir. Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu  s.29 maddelerde düzenlenmektedir. Önleme araması kişinin aracında,üstünde,konutunda yapılabilir.

Gecikmesinde sakınca olan haller dışında,özel arama idari işlem olduğundan ilde vali,ilçede kaymakamın izni gerekir.

Toplantı ve gösteri yapılacaksa tehlikenin önlenmesi için arama yapılabilir. Bunlar genel önlem niteliğindeki aramalardır. Sendika genel kurullarının yapılması durumunda,diğer tüzel kişilerin toplantılarında güvenliğin sağlanması amacıyla arama yapılabilir. Yolcu seferlerinin yapıldığı otobüs terminalleri,hava yolları v.s. de arama yapılabilir. Üniversitelerde giriş çıkışlarda,öğrenci yurtlarında,umumi yerlerde,şehrin giriş çıkışlarında genel manada önleme araması yapılabilir. Genel nitelikteki önleme aramasında ilde vali, ilçede kaymakamın aramaya izin vermesi gerekir.

2. Kişinin üzerinin aranabileceği durumlar :

Bir kimsenin özgürlüğünün kısıtlanmasının söz konusu olduğu durumlar da (gerek CMUK gerek PVSK’a göre) üzerinin aranması söz konusu olabilir. Polis eğer muhafaza altına alınacak eşyanın kişinin üstünde olduğunu ve arama için haklı nedenler bulunduğunu görürse üst araması yapabilir. Kişinin serbest ……….. bulunmadığı veya yardıma muhtaç olduğunu görürse üst araması yapabilir. Bu tür işlemler genelde kimliğin tespiti amacıyladır. Suç hazırlığının söz konusu olduğu,oturma iznine sahip olmayanların,ülke dışına çıkarılması söz konusu olan kişilerin üzeri aranabilir. Fuhuş yapılan yerlerdekilerin üzerlerinin aranması söz konusu olabilmektedir. Bir binada suç işlendiğinin tespit edilmesi veya bu şekilde şüphe bulunması durumunda bu binanın içindeki ve yakınındaki kişilerin üzeri aranabilir. Bomba ihbarı gibi. Bunlar genellikle kimliğin,tehlikeli aletlerin bomba v.s. bulunup bulunmadığı tespiti amacıyla yapılan işlemlerdir. Eşyalar üzerinde kolluk kuvvetleri arama yetkisine sahiptir. Önleme amacıyla eşya üzerinde arama yapılabilecek haller ; kişiler üzerinde arama yapılabilen hallerde ve kişi üzerinde bu tür eşyalar bulunması halinde eşya üzerinde arama yapılabilir. Yani kişiler üzerinde arama yapılabilen durumlarda eşyalarda aranabilir.

Belirli olayların gerçekleşmesi durumunda araba içindeki kişinin göz altına alınması söz konusuysa araba içinde arama yapılabilir. Bir kimsenin bir eşya için özgürlüğü kısıtlanmışsa eşya içinde arama yapılabilir. Yardıma muhtaç kimse varsa eşyanın aranması söz konusu olabilir. Eşya kavramı genellikle arabalar için kullanılır. Genel kontrol için yapılan aramalarda ilde vali,ilçede kaymakam izniyle emir verilmişse kilerin üzeri ve arabaları aranması söz konusu olabilir.

     Kural ; kişiler hakkında arama yapılabilmesi için yetkili merci tarafından verilen emir olmalıdır. Emir yoksa eşyası,üzeri,konutu aranamaz.

İstisnaları ; bir polisin bir konuta girebilmesi için,yetkili merci tarafından verilen emir olmalıdır. Ancak istisnai hallerde ve zorunluluk teşkil eden hallerde polisin konuta girebilmesi kabul edilmiştir. Toplum güvenliğinin sağlanması açısından mevcut tehlike ve zorunluluk varsa,emir olmadan arama yapılabilecektir. Yardım çağrıları yapılmışsa konuta izinsiz girilebilir. Yangın gibi tehlikeli durumların varlığı halinde de konuta izinsiz girilebilir. Ağır cezalık suçun işlenmesini engellemek yada suçun işlenmesinin devamına engel olmak amacıyla da konuta,iş yerlerine ve eklentilerine girilebilir. Bu hallerde yani gecikmesinde sakınca olan hallerde izinsiz girilebilir.

İzin almadan,gecikmesinde sakınca olup olmadığı aranmadan polisin her zaman doğrudan doğruya gidebileceği yerler gece gidilebilen disko,bar v.s. yerler,kahvehaneler,suçtan elde edilen eşyanın saklandığı yerler,sabıkalıların toplandığı yerler,gizli kumar oynatılan yerler polisçe bilinen yerlerdir.Hemen girilmediği takdirde suç delillerinin kaybolacağı yada şüphelinin kaçacağı düşünülüyorsa polis karar ve emir almadan girebilme yetkisine sahiptir. Otel,gazino,dinlenme yerleri,elektronik aletlerle oyun oynatılan umuma açık yerler sayılır ve izinsiz girilebilir.

Konut : Dinlenmek,barınmak,yatıp kalkmak için kullanılan yerler konuttur. Konut ev olmak zorunda değildir. Otel odası da bu amaçla kullanılıyorsa konut sayılır. Boş evler konut kavramına dahil değildir.

Polisin konuta girebilmesi üç durumda söz konusudur :

  1. Yetkili merciinin emriyle,ya hakim kararıyla yada ilde vali ilçede kaymakam kararıyla olur.
  2. Herhangi bir karara veya emre dayanmaksızın polisin girebildiği durumlar.
  3. Sahibinin muvafakatiyle. Bir kişi kendi konutuna girilmesi için izin veriyorsa konuta girilebilir.
  1. Mutad yapılan kontroller :

     Hava alanlarında,hapishanelerde,tutuk evinde,sınırlarda,polisin trafik kuralları gereğince yaptığı ehliyet ve ruhsat kontrolleri,okullarda yapılan kontroller. Mamurlarla ilgili yapılan aramalarda söz konusudur. Özellikle narkotikte çalışan polis memurları için gidilen yoldur. (uyuşturucu kullanıp kullanmadığının tespiti için)

Zorunluysa, gecikmesinde tehlike varsa emre gerek kalmadan konuta girilebilen durumlar vardır. Aksi halde emir gereklidir. Genel önleme varsa ilde vali ilçede kaymakam emri gereklidir.

B -KORUMA TEDBİRİ NİTELİĞİNDE OLAN ADLİ ARAMA :

Suçun işlenmesinden sonra söz konusu olan failin ve suç delillerini ortaya çıkarmak için yapılan aramayı ifade eder. Arama konut dokunulmazlığını ve özel hayatı ihlal ettiğinden kanun aramanın nasıl yapılacağını CMUK’da düzenlemiştir.

Hangi hallerde arama söz konusu değildir ? Varlığı hissedilebilen,gözle görülebilen durumlarda arama söz konusu değildir. Gizli olan görülmeyen şeyler için arama söz konusudur. Mesela arabada silah ön koltukta görülüyorsa bu işlem arama değildir. Dürbün,fotoğraf makinesi,el feneri gibi araçlarla yapılan işlemler arama kapsamında değildir. Herhangi bir eşyanın içindeki uyuşturucunun tespiti amacıyla köpeklere eşyanın koklatılması arama değildir. Terk edilmiş boş evlerin aranması da arama değildir.Konut kavramına müştemilat da girdiğinden bahçelerde yapılan aramalarda arama sayılır. Ama girmeden bahçeye bakmak arama değildir. Araçlarda yapılan aramalarda ;polisin aracı durdurduğunda dışarıdan yapılan incelemelerde şüphe sebepleri görülüyorsa arabanın içinde arama yapılması hukuka uygun bir aramadır. Terkedilmiş evlerde ve atılmış çöplerde arama yapılması arama teşkil etmez. Telefon numarasının tespiti arama değildir.çünkü kişi numarayı çevirirken bunun PTT’ce kaydedildiğini bilmektedir. Herkesin seyir halinde bulunduğu otobanlarda,yollarda arabaların nereye gittiğinin tespiti arama sayılmaz. Ama araba özel mülkiyete girmişse veya kimsenin girmediği yollarda ise yapılan işlemler aramadır. Telefon dinlenmesi yada başka araçlarla dinleme hukuka aykırılık teşkil eder.

Arama iki grup kişi üzerinde yapılabilir :

1 . Suç şüphesi altında bulunan kişiler hakkında yapılan arama,suça iştirak etmiş yataklık etmiş kişiler hakkında yapılan arama .

2 . Sair kişiler olarak ifade edilen herkes üzerinde arama yapılabilir.

Arama için kural olarak hakim kararı gerekir. Gecikmesinde sakınca olan hallerde savcı ve yardımcısı sıfatıyla kolluk aramada yetkilidir.

1.  Arama Yapılacak Kişilerle İlgili Şartlar :

 

a. Her iki grup içinde aranan şartlar : Zaman şartı ; kapalı yarlerde aramanın gündüz yapılması gerekir. Gündüz başlanan aramaya gecede devam edilebilir. Bu kuralın istisnası ; suç meşhut suçsa hemen arama yapılmalıdır.  Gecikmesinde tehlike varsa , aranan kaçak veya tutuklunun yada tutuklanmış ama kaçmış kişinin yakalanması için her zaman arama yapılabilir. Herkese açık yerlerde de her zaman arama yapılabilir. Mahkumların toplandığı veya suç eşyalarının saklandığı yerlerde her zaman arama yapılabilir. Gizli kumar yerleri,genel ev gibi bilinen yerlerde her zaman için arama yapılabilir.

     b. Suç şüphesi altında bulunan kişiler için arama yapılmasında aranan şart : Delillerin toplanması ve bu kişilerin yakalanması amacıyla arama yapılması gerekir.

c. Diğer kişiler için aranan  şart : Sanığın  yakalanması , suç  izlerinin  takibi , belli  bazı  eşyalara el  koymak amacıyla bu arama yapılmalıdır. Bunların yapılabilmesi için aranılan şahsın veya eşyanın veya delillerin bu kimselere ait yerlerde bulunduğu konusunda bir takım somut olguların bulunması gerekir. İstisnası ; sanığın içinde tutulduğu veya takibi sırasında girdiği mahal söz konusuysa,serseri ve sabıkalıların üzeri aranıyorsa,kamu düzeni veya hak ve özgürlükleri korumak için suç teşkil eden eşyaların saptanması için yapılıyorsa bu iki şart aranmaz. Bu hallerde sair kimselerin evlerine arama yapılabilmektedir.

Arama yapılırken genel kurallar geçerlidir. Arama yapılırken şeref haysiyet ar ve namus duygularına özen gösterilmelidir. Arama için zor kullanılamaz,ilaç verilemez. Hakim kararıyla yapılan arama söz konusu değil ise ihtiyar heyetinden,muhtar veya komşulardan iki kişinin aramada hazır bulunması gerekir. Geceleri arama yapılan yerlerde bu şart söz konusu değildir. Arama sırasında hazır bulunacak kişiler ; arama yapılması sırasında ilgili kişinin kendisi veya kendi yoksa temsilcisi yada mümeyyiz hısımlarından biri yahut da kendisiyle birlikte oturan kimse yada komşu hazır bulunmalıdır. Arama kim tarafından yapılırsa yapılsın bunların hazır bulunması gerekir. Hakim yada savcı tarafından yapılan aramalarda,hakim kararı olmaksızın yada savcı emri var ama savcı yoksa,sadece kolluk bulunuyorsa ihtiyar heyeti veya komşudan iki kişi bulunmalıdır. Arama sırasında el konulan eşyalar zilyet izin verirse açılıp bakılabilir. Zilyet izin vermezse mühürlenerek hakime verilmesi gerekir. Eşyaların aynen muhafaza edilmesi mümkün değilse hakim tarafından satılır. Birden fazla kişi eşya üzerinde hak iddia ediyorsa,hazırlık soruşturmasında sulh hakimine,son soruşturmada hakime itiraz edebilir. Verilen karar bağlayıcı değildir,hukuk davası açılabilir.

CMUK’da telefon dinlenmesine ilişkin hüküm yoktur. Kıyas,genişletici yorum ve dinlenemez şekilde üç görüş vardır. Ancak uygulamada postada el koymaya ilişkin hüküm çerçevesinde telefon dinlenmektedir. Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanununda telefon dinlenmesi,izlenmesi gerekirse kayda alınması mümkündür. PTT’de el koymaya Cumhuriyet Savcısı karar verir. Kabahatlere ilişkin suç olmamalıdır,cürüm olmamalıdır.

Kimlik tespiti kişinin fişlenmesini ifade eder. Kimlik sorma hüviyet gösterilmesidir. Göstermezse 24 saatliğine göz altına alınabilir.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.